Pembe renk denilince belki şuan da dünya üzerinde herkesin aklına kadın gelir, bunun asıl sebebi günlük hayatta karşımıza çıkan yargılardır örneğin bir alışveriş merkezinde kullandığımız lavaboların erkekler için mavi kadınlar için pembe odaların hazırlanmış olması, bir bebeğe alacağımız oyuncaklarda ve kıyafetlerde pembe rengin kız, mavi rengin ise erkek için hazırlanmış ürünler olduğunu görmemiz gibi birçok örnek verilebilir. Bir erkeğin pembe renk giymesi arkadaşları tarafından özellikle de küçük yaşlarda dalga konusu olmuştur halbuki pembe ve mor renk çok uzun yıllar boyunca erkekler ve kraliyet üyeleri için kullanılıyordu, günümüzdeki gibi pembe tatlı ve nazik bir renk olarak değil de gücü temsil ediyordu. Bunlar gibi bir çok yargı yüzyıllar boyunca değişmiş ve psikolojimizde yer almıştır. Psikolojimizde bu şekilde yer edinen basmakalıp yargılara stereotip denir. Bu kavram kafamızın içindeki imajlara vurgu yapabilmek adına ilk kez Walter Lippmann tarafından ortaya atılmıştır.
Görsel 1: Walter Lippmann
Bu kavram yüzyıllar boyunca gruplar arasında önyargıları besleyen bir mekanizma olarak var olmaya devam etti. Yaş, cinsiyet, meslek, inanç, ırk gibi gruplandırmalar arasında stereotip daha fazladır. Her ne kadar yargıladığımız olayları bildiğimizi düşünsek de bilinçaltımızda bulunan bu basmakalıp düşünceler öyle fark edilir durumda olmayabilir. Çünkü stereotip bulunduğumuz, doğup büyüdüğümüz toplumun inancının ta kendisidir. Bu yargıları görebilmemiz bulunduğumuz ortamdan uzaklaşıp başka bir toplumun yargılarına maruz kalmamızı gerektirir. Stereotipi anlamak amacıyla yapılan bir çalışmada bir grup araştırmacı okula gidiyor ve öğrencileri gözlemliyor. Sınıfında tek siyahi olan bir öğrencinin kimya dersinde ne kadar başarısız olursa olsun hiçbir öğretmeninden yardım almadığı fark ediliyor. Irkından ötürü yargılanacağını ve üzerine daha fazla dikkat çekmemek adına hiçbir öğrenci ile arkadaşlık etmediği, hiçbir öğretmenden yardım almadığı ve kendisini bulunduğu yere ait hissetmediği anlaşılıyor. Yargı, zorbalık olmamasına öğrenci tek başına bu kararı almıştır bu da toplumun ona daha önce dayattığı bu yargıları benimsediğini gösterir. Stereotip tam da budur.
Görsel 2: Stereotip gösterimi
Örneğin 5 kişilik bir arkadaş grubunda bir kişinin başka bir kişiye çok sinirlisin demesi öyle düşünmeyen diğer kişilerde de bir uyarıya sebep olur daha sonra gitgide bu sinirli yargısı artar. Stereotip tehdidi de burada başlar sinirli olarak varsayılan kişi gerçekten her zamankinden daha agresif tavırlar sergilemeye ve daha sinirli biri olmaya başlar. Stereotip tehdidinden belki tamamen kurtulamayız fakat üzerimizde yeni kurulmaya başlayan bu yargılara dur diyebiliriz. Sizin yeteneklerinizi destekleyen sizi olduğunuz renkler ile kabul eden arkadaşlıklar kurmanız dileğiyle. Unutmayın, tüm erkekler güçlü, tüm Amerikalılar obez, tüm İrlandalılar ayyaş ve tüm kadınlar yemek yapmayı bilmek zorunda değillerdir.
KAYNAKÇA:
Spencer, S. J., Logel, C., & Davies, P. G. (2016). Stereotype threat. Annual review of psychology, 67, 415-437.
https://www.vocabulary.com/dictionary/stereotype
https://examples.yourdictionary.com/stereotype-examples.html
https://www.dictionary.com/browse/stereotype https://www.thoughtco.com/what-is-the-meaning-of-stereotype-2834956
Comentarios