Merhaba sayın Bilimdof okurları bu seriye devam etmeyeli uzun bir zaman olmuştu yeni yazım ve yeni konu ile beraber karşınızdayım. Keyifli okumalar!
Seri katiller, belki de cinayet dünyasının en korkutucu ve merak uyandıran figürleridir. Bir cinayet, bir hata olabilir; ancak birden fazla cinayet işleyen, soğukkanlı ve planlı bir şekilde hayatını yitirip kaybolan kurbanlar bırakan bir katil, gerçekten de "kusursuz" bir suç işler mi? İnsan, bazen bu soru üzerinde uzun uzun düşünür. "Bir seri katilin işlediği cinayetler, gizli kalabilir mi?" derken, bir yandan da adli bilimlerin, özellikle adli biyolojinin, günümüz dünyasında bir cinayeti ne kadar çabuk ve kesin şekilde ortaya çıkarabileceğini düşündüğümüzde, aslında "kusursuz cinayet"in hiç de o kadar mümkün olmadığını fark ederiz.

Ted Bundy'nin hikayesini ele alalım. Bu, belki de en tanınmış seri katil vakalarından biridir. Bundy, kurbanlarını genellikle sadece dış görünüşüyle cezbetmiyor; zekâsı ve karizmasıyla da onları manipüle ediyordu. "Tüketici" gözlerle kurbanlarını seçiyor, onlara zarar vermek için bir fırsat yaratıyor ve soğukkanlılıkla cinayetlerini işliyordu. Bundy'nin taktiği, bir kadını yanına çekip onu tek başına izole ettikten sonra şiddet uygulamaktı. Ancak bu soğukkanlı ve planlı işleyişin içinde bile bir hata vardı. 1975 yılında, Bundy'nin bulunduğu araç, bir polis tarafından durduruldu. Polisin aracın içinde bulduğu izler, özellikle Bundy’nin aracındaki parmak izi ve diğer kanıtlar, adli biyologların müthiş bir dikkatle incelemesiyle onu yakalamaya yetti. Bu olay, adli biyolojinin bir suçluyu nasıl ortaya çıkarabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bir DNA örneği, bir parmak izi, cinayetlerin yıllar sonra bile nasıl açığa çıkabileceğini gösteriyor.

Bir diğer seri katil ise Richard Ramirez, nam-ı diğer "Gece Yarısı Katili", 1980'ler boyunca Los Angeles’ta korkunç cinayetler işlemişti. Farklı yaş gruplarından, farklı sosyo-ekonomik seviyelerdeki kurbanlarını seçiyor, her cinayetinde korku ve dehşet yaratıyordu. Cinayetlerin ardında, tüyler ürpertici bir desen vardı. Kurbanlarını çıplak bırakıyor, onları işkenceye tabi tutuyor, bazılarını öldürmeden önce cinsel saldırıda bulunuyordu. Ne var ki, ilk bakışta, bu cinayetlerin bağlantılı olduğu düşünülse de katilin kimliği hakkında hiçbir belirgin iz yoktu. Ancak bir gün, Ramirez’in yaptığı hatalar başladı. 1985’te, kurbanlarının birinden alınan kan örneği, katilin DNA’sını belirlemek için kullanıldı. Bu örnek, Ramirez’in parmak izlerine ve diğer biyolojik izlere dönüştü. Sonuç olarak, sadece bir parmak izi ve birkaç biyolojik iz, yıllardır süren cinayetlerin çözülmesini sağladı. "Gece Yarısı Katili" artık kaybolmayacak bir gölgeye dönüştü.
Bu hikayeler, seri katillerin işlediği cinayetlerin, ne kadar soğukkanlı ve akılcı olursa olsun, hiçbir zaman tam anlamıyla kusursuz olmadığını gösteriyor. Katiller, mükemmel suçlar işlediklerini düşünebilirler, ancak hep bir hata yaparlar. Bir saç teli, bir parmak izi, bir kan damlası; bir anlık dikkatsizlik ve adli biyoloji uzmanlarının müdahalesiyle çözülmeyen gizem kalmaz.
Adli biyoloji ve bilimsel gelişmeler, cinayetlerin izlerini bulur. Seri katiller, izlerini bırakır ve bir hata yapar. Tek bir DNA örneği, bir parmak izi, katilin geçmişine dair kaybolmuş bir delil, her zaman ortaya çıkar. Geriye sadece zaman ve doğru analizler kalır. Her cinayet, bir iz bırakır; her suç, bir hata yapar. Ve adli biyoloji, işte tam bu hataları bulmak için oradadır. İşte tam bu noktada, "kusursuz cinayet var mı?" sorusu tekrar sorulur, gerçekten kusursuz bir cinayet, yalnızca bir hayalden ibaret midir? KUSURSUZ CİNAYET YOK MUDUR?
Comments