Kandaki RH Faktörü ve Ortaya Çıkışı
- Melik Saraçoğlu
- 23 May 2024
- 3 dakikada okunur
Kandaki RH faktörü, kan gruplarının belirlenmesinde kritik bir rol oynayan ve kan transfüzyonları gibi tıbbi işlemlerde hayati öneme sahip olan bir antijen sistemidir. İnsan kanındaki RH faktörü, ilk olarak 1940 yılında Karl Landsteiner ve Alexander S. Wiener tarafından keşfedilmiştir. Bu keşif, kan transfüzyonlarında yaşanan komplikasyonların anlaşılmasına ve önlenmesine önemli katkılar sağlamıştır. Bu makalede, RH faktörünün ne olduğu, keşfinin nasıl gerçekleştiği ve tıbbi alandaki önemi detaylı olarak ele alınacaktır.
RH Faktörü Nedir?
RH faktörü, kırmızı kan hücrelerinin yüzeyinde bulunan ve D antijeni olarak adlandırılan bir proteindir. İnsanlar RH faktörüne sahip olup olmadıklarına göre RH pozitif (RH+) veya RH negatif (RH-) olarak sınıflandırılırlar. RH pozitif bireyler, kırmızı kan hücrelerinde D antijenine sahipken, RH negatif bireyler bu antijenden yoksundur. RH faktörü, kan grubu sistemlerinin bir parçası olan ABO sistemine ek olarak kullanılır ve kan gruplarının daha ayrıntılı bir şekilde tanımlanmasına yardımcı olur.
RH Faktörünün Genetik Temeli
RH faktörünün genetik yapısı, RH geni tarafından kontrol edilir. RH geni, kromozom 1 üzerinde yer alır ve iki ana alel içerir: RHD ve RHCE. RHD geni, D antijenini kodlar ve bu genin varlığı veya yokluğu, bireyin RH pozitif veya negatif olmasını belirler. RHCE geni ise C, c, E ve e antijenlerini kodlar. Bu genetik farklılıklar, bireylerin kan gruplarının belirlenmesinde kritik rol oynar.
RH Faktörünün Keşfi ve Tarihçesi
RH faktörü, 1940 yılında Karl Landsteiner ve Alexander S. Wiener tarafından Rhesus maymunları üzerinde yapılan deneyler sırasında keşfedilmiştir. Bu keşif, kan transfüzyonları sırasında yaşanan bazı sorunların nedenini açıklamaya yardımcı olmuş ve tıbbi alanda büyük bir ilerleme kaydedilmesini sağlamıştır.
Keşif Süreci
Rhesus Maymunları Üzerinde Çalışmalar: Landsteiner ve Wiener, Rhesus maymunlarının kanında bulunan bir antijeni keşfettiler ve bu antijeni D antijeni olarak adlandırdılar. Bu antijenin, insan kanında da bulunabileceğini düşündüler.
İnsan Kanında Benzerlik: Araştırmalar sonucunda, insan kanında da bu antijenin var olduğu anlaşıldı. İnsanlarda bulunan bu antijen, Rhesus (RH) faktörü olarak adlandırıldı. Bu keşif, insan kanında RH pozitif ve RH negatif bireylerin tanımlanmasını sağladı.
Kan Nakli Problemleri: RH faktörünün keşfi, kan nakilleri sırasında yaşanan komplikasyonların anlaşılmasına yardımcı oldu. Özellikle RH uyumsuzluğu nedeniyle ortaya çıkan immünolojik reaksiyonların önlenmesi için gerekli önlemler alınmaya başlandı.
RH Uyumsuzluğu ve Tıbbi Önemi
RH faktörü, kan transfüzyonları ve gebeliklerde büyük bir öneme sahiptir. RH uyumsuzluğu, RH negatif bir kadının RH pozitif bir bebek taşıdığı durumlarda ortaya çıkabilir. Bu durumda anne, bebeğin kanına karşı antikor üretebilir ve bu antikorlar, bebeğin kırmızı kan hücrelerine saldırarak hemolitik hastalığa yol açabilir. Bu nedenle, hamilelik sırasında RH uyumsuzluğunun belirlenmesi ve yönetilmesi hayati öneme sahiptir.
Kan Transfüzyonlarında RH Uyumsuzluğu
Kan transfüzyonlarında, verici ve alıcının RH faktörlerinin uyumlu olması gereklidir. RH negatif bir kişiye RH pozitif kan verilmesi durumunda, alıcının bağışıklık sistemi RH antijenine karşı antikor üretir ve bu antikorlar, transfekte edilen kırmızı kan hücrelerine saldırarak ciddi reaksiyonlara neden olabilir. Bu nedenle, kan transfüzyonları sırasında RH faktörünün dikkate alınması zorunludur.

Gebelik ve RH Uyumsuzluğu
RH uyumsuzluğu, özellikle RH negatif annelerin RH pozitif bebek taşıdığı durumlarda büyük bir risk oluşturur. İlk gebelikte genellikle sorun yaşanmaz, ancak doğum sırasında bebeğin kanı anneye karışırsa, anne bağışıklık sistemi RH antijenine karşı antikor üretir. İkinci ve sonraki gebeliklerde bu antikorlar, RH pozitif fetüsün kırmızı kan hücrelerine saldırarak hemolitik hastalığa neden olabilir. Bu durumu önlemek için, RH negatif annelere doğumdan önce ve sonra anti-D immünoglobulin enjeksiyonu yapılır.
RH Faktörünün Klinik Uygulamaları
RH faktörünün keşfi ve anlaşılması, modern tıpta birçok uygulamayı mümkün kılmıştır. RH faktörünün klinik uygulamaları arasında kan bağışı, kan transfüzyonları, prenatal bakım ve gebelik yönetimi gibi önemli alanlar bulunmaktadır.
Kan Bağışçılığı ve Alıcılığı
Kan bağışçıları ve alıcıları arasında RH faktörünün uyumu, başarılı kan transfüzyonlarının temelini oluşturur. Kan bankaları, RH pozitif ve RH negatif kanların ayrı ayrı saklanmasını ve gerekli olduğunda uygun alıcılara verilmesini sağlar. Bu uygulama, kan transfüzyonları sırasında yaşanabilecek komplikasyonları minimize eder.
Prenatal Bakım ve Gebelik Yönetimi
Prenatal bakım sırasında, anne adaylarının RH durumu belirlenir ve RH uyumsuzluğu riski olan gebelikler yakından izlenir. Anti-D immünoglobulin enjeksiyonu, RH negatif annelerin RH pozitif bebek taşıdıkları durumlarda standart bir uygulama haline gelmiştir. Bu tedavi, anne adaylarının bağışıklık sisteminin antikor üretimini engelleyerek, fetüsün sağlığını korur.
Sonuç
RH faktörü, kan grubu belirlemede kritik bir bileşendir ve tıbbi uygulamalarda büyük bir öneme sahiptir. 1940 yılında Karl Landsteiner ve Alexander S. Wiener tarafından keşfedilen bu faktör, kan transfüzyonları ve gebeliklerde karşılaşılan komplikasyonların anlaşılmasını ve önlenmesini sağlamıştır. RH faktörünün keşfi, modern tıpta önemli bir dönüm noktası olmuş ve birçok hayatın kurtarılmasına yardımcı olmuştur. Bu keşif, tıpta devam eden ilerlemelerin ve insan sağlığının korunmasının önemli bir örneğidir.
Kaynakça
Landsteiner, K., & Wiener, A. S. (1940). An agglutinable factor in human blood recognized by immune sera for Rhesus blood. Proceedings of the Society for Experimental Biology and Medicine, 43(1), 223-224.
Mollison, P. L., Engelfriet, C. P., & Contreras, M. (1993). Blood Transfusion in Clinical Medicine. Blackwell Scientific Publications.
Daniels, G. (2002). Human Blood Groups. Blackwell Science Ltd.
Avent, N. D., & Reid, M. E. (2000). The Rh blood group system: a review. Blood, 95(2), 375-387.
Urbaniak, S. J., & Greiss, M. A. (2000). RhD haemolytic disease of the fetus and the newborn. Blood Reviews, 14(1), 44-61.
Comments