top of page

KALP DÜŞÜNÜR MÜ?

Yazarın fotoğrafı: Yeşim SaraçoğluYeşim Saraçoğlu

"Yıllar geçse de üstünden, bu kalp seni unutur mu?" diye devam eden bir müzik var. Sahi, müzikte söylendiği gibi kalbin unutma özelliği var mı? Peki hatırlama özelliği..? Veya pek çok kez maruz kaldığımız "Aklımla kalbim arasında kaldım." ifadesi bizde iki farklı fikir üreten iki farklı mekanizma olduğunu mu gösteriyor? Gelin bugün kalbin kan pompalama özelliğinden ziyade; unutma, hatırlama, değerlendirme gibi beyinsel fonksiyonları var mı, bunu ele alalım.

Evet, kalbin kan pompalama dışında kabiliyetleri ve bazı beyin fonksiyonlarını işleme kapasitesi vardır. HeartMath Enstitüsü`nde yürütülen çalışmalarda kalbin hatırlama, anlamlandırma, kodlama gibi kabiliyetleri olduğu ortaya koyuldu. Buna ek olarak nörokardiyoloji uzmanı Dr. Andrew Armor, 1991 yılında kalbimizde yaklaşık 40.000 tane çok keskin ve kesin yoğunlaşan duyusal nöritler tespit etti. İncelemesi sonucu bu nöritlerin algılama, düzenleme gibi işlevlere sahip olduğunu kanıtladı. Evet, anlıyoruz ki; algılamaya, hatırlamaya, anlamlandırmaya yarayan bu hücreler kalbimizin ta kendisinde. Kalbimizde bulunan bu duyusal nöritlere bilim insanları "little minds" yani "küçük beyinler" diyor ve bu "küçük beyinler"den kalbimizde yaklaşık 40.000 tane bulunuyor. Buraya kadar yazdıklarım konunun bilimsel ve deneysel kısmıydı, bu konunun bir de manevi kısmı var.

İçinde bulunduğumuz Türk-İslam Medeniyetinde "gönül" kelimesi " sevgi, istek, düşünüş, anma ve hatır gibi kalpte olduğu varsayılan duygular." anlamına gelir. Yani ecdadımız yıllar önce kalpte " düşünüş, anma ve hatır " gibi yetilerin olduğunu fark etmişler ve adına "gönül" demişler. Kuran-ı Kerim'in Hacc Suresi'nin 46. ayetinde "düşünen kalp" kavramı açıkça geçer ve 138 ayette daha bu konuya atıfta bulunulur. Konunun araştırmasını yaparken karşılaştığım ilginç bilgilerden biri de Antik Mısır döneminde Firavunların beyinlerinin değil kalplerinin mumyalanmasıydı. Bir diğer ilginç bulduğum bilgi ise yapılan çalışmalarda kalbin sinyallerinin beynin sinyallerinden önce çıktığını gösteriyor. Böylece beyne kılavuzluk edecek sinyaller kalpten gidiyor. Bu konuda beni tatmin eden bir diğer cümle ise Bediüzzaman'ın "Nur-u akıl, kalbden gelir." cümlesiydi. Yani kalbin ışığı olmazsa aklın ve fikrin aydınlanamayacağından bahsediyor.

Konuyu maddi-manevi toparlayacak olursak : Kalbin de düşünebilen bir organ olduğunu, onda da beyindeki gibi düşünmeye yarayan hücreler olduğunu anlıyoruz. Atalarımız belki de bu yüzden güzel düşünceli insanlara "kalbi temiz" diye hitap edip güzel düşüncenin kalpten geldiğine inanmışlardır. Ne de olsa güzel düşünce üretebileceğimiz 40.000 tane nöritlere sahibiz. ♡

Hoşçakalın

Yeşim Saraçoğlu

 
 
 

Comments


bottom of page