Gerçekten neye inanırsak onu mu yaşarız? Birçoğumuzun duyduğu bir kavram olan plasebo etkisine gelin biraz detaylıca bakalım… Plasebo gerçekten etkili bir tedavi yöntemi midir? İçtiğimiz bazı ilaçlar plasebo mudur? Ama bunlardan önce Plasebo ne demektir?
Plasebonun kelime anlamına bakacak olursak, farmakolojik olarak etkisiz bir ilacın telkine dayalı olumlu bir etki ortaya çıkarma halidir. Latince placēre "memnun olmak” fiilinden türetilmiştir.
Tarihta ilk kez yunan filozof Platon’un MÖ (427-347) eserlerinde plasebo etkisinden bahsedildiğini görüyoruz. Zaten Platon “sözcüklerin tedavi edici etkisi olduğu” düşüncesine sahipti ve plasebo etkisi de bu fikirle oldukça paraleldi..

Plasebonun Tarihteki örneklerine bakalım; İkinci Dünya Savaşı sırasında görevli olan Dr. Henry Beecher, elinde morfin tükendiğini fark edince yaralı Amerikan askerlerine morfin şişelerinde tuzlu su solüsyonu vermeye başlamıştır. Yaralı askerlerden %40 oranında ağrılarının azaldığı yönünde geri dönüşler alınmıştır. Burada akıllara tuzlu suyun enfeksiyon giderici özelliği gelmiş olabilir fakat morfinle karşılaştırılamayacak bir farmakolojik etkiye sahiptir. Bu olay, dönemin şartlarında oldukça zekiceydi , cephede savaş devam ederken askerin pasif duruma geçmesi Amerikanlar için bir kabus olurdu..

Tarihten başka bir örnek ise 1972 yılında Blackwell ve ekibi bir dersten önce gönüllü öğrencileri iki gruba ayırdı. Bir gruba pembe, diğer gruba mavi ilaç verildi ve bu ilaçların konsantrasyon arttırıcı oldukları söylendi. Dersin ardından öğrencilere dikkatlerinin ölçüldüğü bazı testler uygulandı. Bu testlerin sonucunda içerikleri tamamen aynı olan tabletlerin renkleri ve sonuçlar arasında bağlantı görüldü. Pembe tablet alan öğrencilerin mavi tablet alanlara göre daha iyi konsantre oldukları saptandı. Bunun nedeni kültürel olarak pembe rengin daha uyarıcı mavinin ise sakinleştirici etkisi olduğu düşünülmektedir.
Gelelim günümüz çalışmalarından birine; Dopamin eksiliği sonucu ortaya çıkan Parkinson Hastalığının tedavisinde plasebo ilaçlar yan ilaç olarak kullanılıyor. PH’nda nörogörüntüleme çalışmaları, plaseboların Parkinson hastalarının striatumlarında dopamin salınımını uyardığını ve tek hücreli kayıt kullanarak dopamin nöronlarının aktivitesini değiştirebildiğini göstermiştir. Zaten bizim PH için kullandığımız ilaçların genel amacı da budur. Hatta bu çalışmanın da ötesinde plasebo etkisinin ameliyatlara bile yansıdığı görülmüştür. Anestezi verilip vücutlarına bir kesik atılıp sonrasında bir işlem yapılmadan kesikleri kapatılan hastaların sadece “ameliyat oldum, iyileştim.” düşüncesine kapıldıkları ve daha iyi hissettikleri görülmüştür. Şunu da eklemeden geçmeyelim; unutmayalım ki plasebo ilaçlar tedaviye destek amaçlıdır. Bir tansiyon hastasının İlacını bırakıp plasebo etkisi ile iyileşmeyi umması muhtemel bir hayaldir.

Pekala buraya kadar plasebonun gücünü anlamış olduk plasebonun tam tersi olan nosebo etkisini duymuş muyduk? Çok kısaca Nosebo etkisi, hastanın farmakolojik olarak bir etkisi olmayan ilacı kendisine olumsuz etkiler getireceği düşüncesiyle alıp bazı yan etkilerin görülmesi durumudur.
Ciddi ve üzücü olan bu örnekle de anlayabiliriz; 1970’li yıllarda bir adam bazı semptomlar hissettiği için hastaneye gitti ve doktorlardan karaciğer kanserine yakalandığını ve sadece birkaç ay ömrü kaldığını duydu. Teşhisin ardından bu hastalıkta görülen semptomlara benzer semptomlar gösterdiği ve sonrasında öldüğü görüldü. Fakat otopsi sonucunda teşhisin yalnızca bir doktor hatası olduğu sonucuna varıldı..
Peki Plasebo/nosebo etkisi sadece ilaçlarda mıdır? Psikolojik olarak karşımızda duran insanların bizlere neler söyledikleri de çok önemlidir. Birine yakında iyi hissedeceğine inandırmak da bir plasebo etkisidir aslında..
Farkında olun ya da olmayın; inanç, her şeyi şekillendirir.” Ray Dodd.
KAYNAKÇA
https://jurix.com.tr/article/12370
Commentaires